Metin YÜCE

Tarih: 28.04.2025 12:50

Okumanın Geç Kalmış Pişmanlığı

Facebook Twitter Linked-in

Çocukluğum, daha sonraları ilçe statüsü kazanacak olan küçük, samimi bir kasabada
geçti. O dönemde ne bir kütüphane vardı ne de kitap denince akla gelen başka bir
yer... Bizim için kitap, yalnızca ders kitaplarından ibaretti. Hayal gücümüze kanat
çırptıracak hikâyeler, dünyayı keşfetmeye imkân tanıyacak romanlar yoktu
raflarımızda.
Liseyi okumak için gittiğim ilçede de durum pek farklı değildi. Küçük bir kitaplık vardı
belki ama, kitap sevgisini körükleyecek bir ortamdan söz etmek güçtü. Belki de tüm
bu eksiklikler, kitaplarla geç tanışmama sebep oldu.
Daha ilginç olanı, 1990 yılında kazandığım üniversitenin bizim bulunduğumuz
yerleşkesinde de bir kütüphane bulunmuyordu. İnsan, hayatının en verimli çağında
bilgiye ulaşacak böyle bir imkândan yoksun kalınca, kitapların eksikliğini daha
derinden hissediyor.
Ancak hayat, her zaman ikinci bir şans sunuyor insana.
Yıllar sonra kitaplarla dost olmayı öğrendim. Her satırda yeni dünyalara yolculuk
yapmanın, her sayfada farklı hayatlara dokunmanın kıymetini idrak ettim.
Bugün... Şükürler olsun ki, çok nezih, çok estetik bir kütüphanenin yöneticisiyim. Her
sabah kitapların arasında dolaşırken, içimi tarif edemeyeceğim bir huzur kaplıyor.
Sayfaların kokusunu içime çekerken, geçmişte yaşadığım eksikliklerin bugün beni
daha da olgunlaştırdığını hissediyorum.
61. Kütüphane Haftası vesilesiyle bu duygularımı sizlerle paylaşmak istedim.
Kitapla buluşmanın yaşı yok. Geç de olsa kavuştuğunuzda, hayatın bambaşka bir
yüzünü görüyorsunuz. Bugün bir kütüphanede, bilginin ışığına katkı sunabiliyor
olmayı, Allah’ın en büyük nimetlerinden biri olarak görüyorum.
Kitaplara, kütüphanelere ve bilgiye gönül veren herkese selam olsun...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —