Saatin sesinden rahatsız olan siyasetçiler tanıdık da, milletin sesinden rahatsız olanlararastlamak biraz garip geliyor.
Millet seçendir, seçmendir, birisine makam verendir, onu başa getirendir.
Millet iradesinin üstünde gerçekten başka bir irade daha yoktur. Seçimde zaten bunun için vardır. Seçmenler seçer, bir dahakine kime yüksek not verdiyse ona döner.
Milletten aldığı yetkiyi kendi makamı, şöhreti ve halet-i ruhiyesine uyarlamaya çalışanların bir gün bunun hesabını millet karşısında vereceği de muhakkaktır.
Biz neler gördük;
Seçildikten sonra milleti unutup bir daha onların yüzüne bakmayanlar mı dersin!
Seçildikten sonra aldığı yetkiyi yalnızca yakın çevresine kullanan mı dersin!
Seçildikten sonra kimseye artık selam vermeyen mi dersin!
Seçildikten sonra çevresindekileri teker teker terk eden mi dersin!
Seçildikten sonra başını kuma gömenler mi dersin!
Seçildikten sonra ülkenin ve seçim bölgesinin hiçbir sorunu ile dertlenmeyen mi dersin!
Bu böyle devam edip gider.
Millet unutmaz, milleti kimse uyutamaz.
Eğer bir göreve talip oluyorsa insan, o işin hakkını hakkıyla yerine getirmek üzere talip olmalı, yoksa o işi layıkıyla yapabilecek insanların ruhunu, hevesini ve isteğini kırmış olurlar, bu da bizim canımızın içi olarak bildiğimiz bu güzel şehir için ihanet olur.
Seçimden seçime değil günden güne milletin içinde olmalı seçilen, bayramdan bayrama değil her günü bayram ettirmek için uğraş vermeli.
Millet hizmet bekler, yardım bekler, iş, aş için seçilenin gücüne ihtiyaç duyar. Bunları karşılayanlar zaten daima gönüllerde, ya karşılayamayanlar…
Sevgi ve saygılarımla… Güzellikler kalın.