Metin YÜCE

Tarih: 12.08.2017 12:38

VAN EFSANELERİ

Facebook Twitter Linked-in

Hemen hemen bütün şehirlerimizin önce adlarıyla başlayan kendilerine has hikâyeleri, efsaneleri vardır. Kadim şehir Van’ımızla ilgili de birçok efsane anlatılır. Bu günlerde özlemini iyice htiğim memleketim ile ilgili bir şeyler okumak isteyince, daha önce duymadığım iki rivayetti bu vesile ile siz değerli vanakhaber okuyucuları ile paylaşmak istedim.

Fazla yaygın olmamakla beraber, Van isminin nereden geldiği ile ilgili olarak şöyle bir rivayetten söz edilir: Tarihçiler, Van’ın Milâttan 1800 yıl önce Asur Kraliçesi Semiramis tarafından kurulduğunu söylerler. Semiramis, Mezopotamya bölgesinin üst kısımlarında yaşayan Asurların kraliçesidir. Koca bir ülkeye hükmeden, dediği dedik, kestiği kestik olan dünyalar güzeli Semiramis, o güne kadar gönlüne göre birini bulamamıştır; ta ki Van’ın Muradiye kazasının kuzey yamaçlarına bir sefere çıkana kadar. Semiramis, bu sefer sırasında bölgenin hâkimi olan “Ara” adında genç bir hükümdara gönlünü kaptırır. Güzel olduğu kadar mağrur da olan kraliçe, bu sırrını kimseye açıklayamaz. Savaş devam etmektedir. Semiramis’in kuvvetleri son bir saldırı ile tüm bölgeyi ele geçirirler. Ancak son saldırı sırasında hükümdar Ara da öldürülür. Haberi alan Semiramis, Ara’ya olan aşkını yüreğine gömer, hemen dönüş emrini verir. Dönüş yolu üzerindeki bugünkü Van’a gelirler. Van’ın zümrüt yeşili bağ ve bahçelerini, Van Gölü’nü çok beğenen Kraliçe’nin en fazla dikkatini çeken yeşillikler arasından göleImagedoğru uzanan heybetli bir kaya parçası olur. Ara’nın hâtırasına bu kayalık üzerinde bir kale inşa ettirmeye karar verir. Kısa süre içerisinde kale yapılır, eteğinde şanına uygun bir şehir kurulur. Şehrin adını da “Şamrangerd” bırakırlar. Aradan yıllar geçer. Ara’nın acısıyla yanan yürek, bu defa da sıla hasretine yenik düşer. Memleketine dönmeye karar veren Kraliçe Semiramis, kaleyi ve kurduğu şehri “Van” adındaki bir komutanına bırakarak ülkesine döner. Şehrin bugünkü adının bu komutandan geldiği rivayet edilir.
Van Kalesi, Şah Abbas bağlantılı ikinci efsane Şahbağı efsanesidir. Bu efsaneden “Ercişli Emrah ile SelbihanHikâyesi” nde de söz edilir. Van Kalesi’nin 8-10 km kuzeydoğusunda, bugünkü İstasyon mahallesi mevkiinde güzel bir köy vardır. Bağ ve bahçeleri ile ünlü olan bu beldenin “Şahbağı” adını alması şu efsane ile açıklanır: İran Şahı Şah Abbas, bir iddia üzerine Van Kalesi’ni almak üzere sefere çıkar. Ordusuyla Van’a gelir. Karargâhını, kale’nin 8-10 km kuzeydoğusunda birImageyere kurar. kale kuşatılır, ancak kale’yi teslim almak bir türlü mümkün olmaz. O zaman Van Kalesi’ni bir vali idare etmektedir. Kalede yiyecek sıkıntısı başlayıncaImageyaşlılar vali’yi sıkıştırırlar. vali, savaşma teklif eden yaşlılara üç gün daha beklemelerini söyler. Bu arada, kale’yi bir türlü teslim alamayan Şah Abbas’ın askerlerinin canları sıkılmaya başlar. Şah Abbas bunun da çaresini bulur. Karargâh kurduğu bölgede askerlerineImagebağ bahçe diktirir. Kurduğu bağın adını da “Şahlar Bağı” , “Şahbağı” koyar. Muhasara altında tutulan Kale’de açlık artmakta, teslim olma söylentileri gittikçe yayılmaktadır. Bu söylentilere içerleyen seksen beşlik bir nine ortaya çıkar :“vay, ben öldüm mü ki, vatanıma yâd adam gire? Canım sağken düşmanın atının tırnağını vatan toprağına bastırmam” der. Daha sonra vali’nin huzuruna çıkar, yapacaklarını anlatır.Yaşlı nine, ertesi gün bir deste tandır ekmeği, bir bakraç yoğurt ile Şah Abbas’ın ziyaretine gider. Huzura kabul edilen Nine, Şah’a:“Şahım, daha evvel gelmem gerekirdi; ancak düğünlerden, davetlerden bir türlü fırsat bulamadım, kusura kalma” der.Şah Abbas, yaşlı kadının sözlerinden kale’de kıtlık olmadığı sonucunu çıkarır.Bu arada yaşlı nine’nin planı gereği kale burçlarından beyaz tozlar dökülür. Gördükleri karşısında şaşkınlığı daha da artan Şah Abbas, nine’ye bunun ne olduğunu sorar. Nine de, bunların geçen yılın unları olduğunu, yeni gelen unlara yerImageaçmak için ambarların boşaltıldığını söyler. Aslında burçlardan dökülen un değil, kireç tozudur.Bunun üzerine kale’yi alamayacağına kanaat getiren Şah Abbas, muhasarayı kaldırır ve:“Ko desinler Şah Abbas’ın bağı var” diyerek memleketine geri döner. O günden sonra karargâh kurulan o yerin adı “Şahbağı” kalır.

Kaynak: (http://www.tualimforum.com)


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —